Sırlar – Son Veli https://www.sonveli.com Velâyet Makamından İnciler Thu, 09 Mar 2017 12:50:20 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.1.6 https://www.sonveli.com/wp-content/uploads/2016/06/Hatem-i-Veli-Logo-150x150.png Sırlar – Son Veli https://www.sonveli.com 32 32 Hallac-ı Mansur – Sislerin Arasından https://www.sonveli.com/2017/03/09/hallac-i-mansur-sislerin-arasindan/ https://www.sonveli.com/2017/03/09/hallac-i-mansur-sislerin-arasindan/#respond Thu, 09 Mar 2017 12:46:01 +0000 https://www.sonveli.com/?p=274 Allah’ın, Resulünün ve Aşık Kullarının Selamı ve Bereketi üzerinize olsun ey Hane Halkım.

***Hallac-ı Mahsur***

Bundan 1129 yıl önce Hicri 309 Yılı. İlahi sırlardan Ledünni sırlardan bir haber olanların verdiği fetva ile gerçekleşmiş bir vahşetten söz edeceğiz.

Öyle bir vahşet ki, bu zamana kadar, ne Firavunların, ne Engizisyon mahkemeleri ne yamyamlar nede vahşi hayvanlar böyle bir vahşete imza atmıştır. O vahşi hayvan bile avını boğar öldürür. Sonra yer.

Yer; Dicle kıyısı, Bağdat da Mahkeme kurulmuş. Fetva verilmiş…

Peki suç neymiş?

Adamın biri ortalığı sarsan dehşetli bir haykırış yapmış ”Enel Hak” … Haykırış ki ne haykırış sonu katledilmek olmuş.

Vay efendim nasıl söylermiş…

Bu gariban ”Enel Hak” dedi, Türkçesi; Ben Hak’kım! dır. 

Ben Allah’ım değil.

Dikkat buyurun ”Enel Allah” demedi. Tövbe haşa bunu hiç bir mahluk söyleyemez. Münkir ve Nekir bile Allah’ın kimdir diye sormaz, soramaz… Rab’bin kimdir diye sorulur. Zira mutlak hakikat Allah’tır.

Bunda ki fark nerede yav neyi dolandırıyorsun.

Şu noktaya hepimizin bakmasını rica ediyorum.

Hak başka, Rab başka, Allah bam başka şeylerdir. Bir araştıralım nelermiş?

Dağa vahyettim BEN

Ağaca vahyettim Ben

Arıya vahyettim Ben

Meryem’e vahyettim Ben

Resûlü Ekrem’e vahyettim Ben

Nebîlere vahyettik BiZ.

Burada ki Ben ve Biz laflarını halletmeye çalışalım.

Sorgu meleklerinin bile Allah kimdir diye sormaya yetkisi yoktur, her yerde yazmaz bunlar. Onlar bile Rabbin kimdir diye sorar.

Asıl olan Allah’tır bilirler.

Her şey Allah’tandır, lakin hiç bir şey Allah değildir.

Allah. Rab. Hak hep başka başkadır.

Mansur; Bende tecelli eden her kudret, can, her şey Hak’tır. Ve doğrudur. Bunu tasdik ederim. O halde benim varlığım (Hak) dır. Ben Hakkım dedi.

Allah her şeyin Halık’ıdır, Yaratıcısıdır, Ustası, Mimarıdır. Bu bakımdan her şeyin Rabbi’dir.

Mansur denilen gariban ise bunların farkına vardı da her şeyi bana Allah verdi, tüm esmaları ile beni yarattı, bunları düşündü ve bağırdı ben Hak’kım dedi.

Bakın Hak Kardeşlerim. (Bu sözü özü görebilenler söyler)

Bu Dünya bir mekândır

İnsan bu mekân da bir mekândır

Kalb, insan mekânında bir makamdır

Bunların hepsi La Mekândır.

Dünya ikilikler dünyasıdır. Gece ve gündüz, Tatlı ve Acı, Erkek ve Dişi, İyi ve Kötü … uzar gider bu.

İlim’de ikiye ayrılır; Zahiri ve Batıni ilim diye.

Zahiri ilimler şu bizim Bilim adamlarının ders kitaplarının yazdığı çizdiği şeyler işte.

Batıni İlim (Ledün İlmi); Bu gayb âleminin ilmidir, yalnız Allah katından verilir. Ha ben öğrenmek isterim dersen sana

“33 Melek, 33 Kuyudan su getirecek, 33 Kere yıkanacaksın derler. “

Dikilir Arşın kapısında Üçyüzler bekçi gibi karşına. Kapının Anahtarı asılı ise boynunda açar girersin, bende Anahtar yok dersen, yokluk ile girilir bu kapıdan. Unutma yokluk ile…

Hz. Hureyre’ye sahabeler sormuşlar: Peygamberimizin sana verdiği Ledünni sırlardan bize de söyle…

“Söylersem kâfir oldu diye başımı vurursunuz”. Cevap kati ve doğru.

Yav öyle şey mi olur? 

* Yav mübarek bir küçücük tohumun içinde bile koca çınar ağacı gizli… Bu gizlilik batındır, toprağa düşüp çınar olunca zahire döner.

Yokta varız, Varda yokuz Biz… Dokuzumuz Bir araya gelir Kırk oluruz Hiç görünürüz…

Ledünni âlemi anlamak herkesin karı değildir kısaca. Hz. Hureyre’nin dediklerini iyi anlamak gerek. Kardeşlerim.

Hallaca yapılan zalimliktir, Vahşettir.

Ve Allah; Zulmü, zalimi, işkence yapanı Allah sevmez.

Öyle ya, Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” Bakara Suresi 258. Ayet

Vahşetin icrası için hüküm veriliyor.

Bağdat Meydanında Halk hınca hınç dolu, kadın çocuk erkek binlerce kişi ortalıkta bir uğultu Küfür, Lanetler, Taşlar meydanı sarmış durumda. Koltuk altlarından asıyorlar Hallac’ı. Halk tüm hıncı ile taşlıyor önce. Hallac da hiçbir acı, kaygı, keder emaresi görülmüyor zira başka bir alemde kendisi. Taşlama yetmiyor önce Ayaklarını kesiyorlar bileklerinden yetmiyor ellerini kesiyorlar, Hallac tebessüm halinde gözleri semaya bakar… Yetmiyor o semaya bakan gözlerini de oyuyorlar Hallacın sesi çıkmıyor hiç. Halinden memnun bir şekilde durmakta ve dilini kesiyorlar Hallacın o anda Ruhunu teslim ediyor.

Era kademi = Ayaklarımı görüyorum.

Erake demmi= Kanım akıyor.

Ehane demmi= Yazık oldu kanıma.

Eha netmi= Yazık oldu kendimi anlatamadığıma.

Bu sözler Mansur’un sözleridir…

Lakin bitmek tükenmek bilmeyen bir hınç ve öfke var ve yapılanlar hala devam ediyor.

Boynunu vurup bedenini parçalıyorlar Hallacın ve en son Yakıp küllerini etrafa savuruyorlar işte ne oluyorsa ondan sonra oluyor. Bağdat Halkı, Uleması ve Yobazlar lanetleniyorlar Allah katından. Bu lanet o günden bu yana devam etmektedir ve kıyamete kadar devam edecektir.

Kerbela Fırat koluna yakın, Hülagu Han 400 Bin kişinin canına kıyıyor, yine orada El-Haccac 70 Bin kişinin başını uçuruyor. Hala devam etmektedir, günümüzde hepimiz görmekteyiz Bağdat ve çevresinden belalar hiç eksik olmaz. Hem Bağdat diyarı hem de Bağdat halkının yüzü gülmez.

Dicle bir zamanlar coşmuş yükselmiş, sular bağları bahçeleri şehirleri yutmakta önüne katıp  tarumar etmekte, işte o zaman Hallac’ın Hırkası kurtarmıştı Bağdat’ı. Şimdi ise ne o Hırka vede o Hırkayı taşıyan yok.

Bu olayın oluş sebebinde ki perdeler gözleri bürümüştür, settar etmiştir bazı şeyleri. 

Allah; Benim Dostlarımla uğraşmak, onlara zarar vermek, onları sıkıntıya sürmek Benim nazarımda en büyük hatadır demiştir. İnsanoğlunun zulüm, yobazlık, İnsan’a Hayvan’a Nebat’a eziyet edenlere bir misal vermek için bunu murad etmiştir. Hallac bu yüzdendir ki kendisine bu zulmü yapanları, vahşeti reva görenleri bu murad için Affetmiştir.

  “Bana açtığın sırları onlara da açsaydın veya onlardan gizlediğin sırları benden de gizleseydin başıma bu gelmezdi.”  Mansur affetti amma, Allah affetmedi bunları yapanları… İşte bu sözlerde gizlidir o murad.

Türkleri bugüne kadar ve ebediyete kadar yaşatacak olan bir Dua dır.

“Allahümme Yuzafferekümmül etraki illel ebedi.

Duaların da kabulü Allah katında belli bir süreye kadardır. Bu sebep ile; Hallac’ın affı bir mühlet Bağdat’ı korumuştur. Ama süre de sonra ermiştir.

Laf olanları söz sanıp aldanma, Deli’dir konuşur Veli sanma.

Allah’ın, Resulünün ve Aşık kullarının selam ve bereketi üzerinize olsun.

Günler Hayır olsun, Allah Sizlerle.

 

 

 

 

]]>
https://www.sonveli.com/2017/03/09/hallac-i-mansur-sislerin-arasindan/feed/ 0
En-el Hak https://www.sonveli.com/2016/07/25/en-el-hak/ https://www.sonveli.com/2016/07/25/en-el-hak/#respond Mon, 25 Jul 2016 09:52:16 +0000 http://www.sonveli.com/?p=170 Ben bir Aynayım! Görebilene.
Bu sırrı bilipde susabilene.
En-el Hak! der, çıkarım
Deli derler, susarım!

Hatem-i Veli

]]>
https://www.sonveli.com/2016/07/25/en-el-hak/feed/ 0
Suyun Sırları https://www.sonveli.com/2016/06/15/su/ https://www.sonveli.com/2016/06/15/su/#respond Wed, 15 Jun 2016 09:12:31 +0000 http://www.sonveli.com/?p=102 Suyun Sırları!
IMG_4832

Su hakkın da 2 Hakikatten bahsedeceğim. Okuyanlardan Allah razı olsun

“İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken, bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?” ENBİYA Suresi 30. Ayet

Biz her şeyi sudan halk (ettik). Asıl madde su değil buraya dikkat edin asıl olan Hayy’dır.

Hayy, Su ile görünmüştür. Dünya üzerinde her şeyde 1 damla bile olsa Su vardır! Yani ”Hayy” vardır.

”Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i verid’den (şah damarından) daha yakınız.” KAF Suresi 16. Ayet

Bu Ayet’te Sırrın, Sırrı gizlidir. Su’yu düşün! Vücudunu düşün!

Biz niçin her kul ile sohbetimizin sonunda; Allah Seninle deriz. O lafzın da sırrı buradadır.

Bir de Sorum olacak Hane Halkına…

Küçük bir Gölet düşünün, Göletin içine Kanalizasyon suyu karışmış ve Cümle hayvan Leşi her türlüsünden Pislik ile dolu bu gölet. Su öyle kirli ki, kokusundan Göletin üzerinde uçan sinekler bile düşüp ölmekte.

Güneş yüzünü gösteriyor, ve bu suya dokunuyor. Bu pis su buhar olup yükselmeye başlıyor. Buharda kokmakta çok pis bir şekilde.

Bu yükselme nedendir? Niçin yukarıya doğru çıkmakta?

Efendim Buhar Hafifliyor, yerçekimi etkisiz oluyor da ondan?

Bizde biliyoruz onu, böyle açıklamaya kalkmayın. Sünnetullah’ın Kimyevi, Fiziki kanunlarıdır onlar.

Yükseliyor, ve en sonunda bu gölet kuru bir hal alıyor, kokuda kalmıyor gölette.

Buhar belli bir yükseklikte bulut oluyor. Bulutlarında belli bir yükseklik mesafeleri vardır, ne aşağıda, ne yukarıda. Uçakla gidenler bilir çarşaf gibidir, aynı hizada. Kümülüs falan dedikleri, Burada çok garip bir hadise vardır, o Pis buhardan oluşan bulut bir elektrik yükü ile yüklenmektedir.

Bulutlar çarpışıyor ve Yıldırımlar ceryan ediyor.

Bu olay nedendir, bunu da bilmemekteyiz?

Allah’ın işi deyip, sıyrılıyor İnsanlar.

Sonra buluttan Yağmur oluyor… Tekrar Dünya’ya dökülmeye başlıyor. Bizlerde ağzımızı açıp içiyoruz bu suları. Tertemiz, misler gibi… Kokusu yok, tadı bile yok ama Su.

Peki bu Kokusu, Tadı bile olmayan nedir?

Nerede peki o gölette ki vaziyeti? Hele bir hayal edip aklınıza getirin, o göletteki halini ve şimdiki durumunu.

Bunun niçin böyle olduğunu kimseler bilmez. İşte bu Rahmettir.

Pis bir Göletten temizliğe doğru yükseliş ve temizlikten aşşağı rahmet…

Bunda bir İlmin, buharlaşmış camlar arkasından tarifi gizlidir, bunu halletmeye çalışalım inşAllah.

Günler hayır olsun, Allah Sizlerle.

Hatem-i Veli

]]>
https://www.sonveli.com/2016/06/15/su/feed/ 0