Mekân – Son Veli https://www.sonveli.com Velâyet Makamından İnciler Fri, 15 Jul 2016 07:33:45 +0000 tr hourly 1 https://wordpress.org/?v=6.1.6 https://www.sonveli.com/wp-content/uploads/2016/06/Hatem-i-Veli-Logo-150x150.png Mekân – Son Veli https://www.sonveli.com 32 32 Ya Hayy Ya Allah https://www.sonveli.com/2016/07/15/ya-hayy/ https://www.sonveli.com/2016/07/15/ya-hayy/#respond Fri, 15 Jul 2016 07:33:45 +0000 http://www.sonveli.com/?p=154 Allah’ın, Resul’ünün ve Aşık kullarının selam ve bereketi üzerinize olsun.

Küçük bir hikaye anlatmak isterim sizlere, küçük bir Mısır tanesinin hikayesi bu.

Okuyandan Allah razı olsun.

Mısır tarlasın da, toprağa düşen taneler filizlendi. Ama çok üşüdüler önceleri, yağmur’un altında.

Allah katından en son düşen rahmet damlaları toprağa karıştı.

Toprak, Su ile karışıp çamura buladı onları, çamur sım sıkı sardı nefes bile alamadılar bir süre, sonra ciğerleri patladı küçük mısır tanelerinin.

Patlayan noktalar da Hay tecelli etti, filiz yeşerdi. Batın, Zahire dönüyordu yavaşça.

Su’da gizli olan sır, toprakla birleşip Allah’ın onlara yüklediği görevi yerine getiriyordu.

Biz her şeyi sudan halk (ettik). Asıl madde su değil buraya dikkat edin asıl olan Hayy’dır.

Hayy, Su ile görünmüştür. Dünya üzerinde her şeyde 1 damla bile olsa Su vardır! Yani ”Hayy” vardır.

”Andolsun ki, insanı Biz yarattık, nefsinin onu ne ile vesveselendirdiğini biliriz ve Biz ona habl-i verid’den (şah damarından) daha yakınız.” (Kaf – 16)

Bu Ayet de Sırrın, Sırrı gizlidir. Suyu düşün! Vücudunu düşün!

Tohumun derinliklerin de Batın’da gizli olan; renk ve koku, Allah’ın yaratılış  muradı Zahir oldu.

Zahirde Renk buldu, cisim buldu, koku buldu, boy verdiler. Renk ve Koku fanidir, ses bakidir. İnsanı düşün!

İnsanlar da böyledir!

Batını dışarı vurdumu, etrafına Renk ve Koku yayarlar ama bunu kendileri fark edemez.

Bazı kimseleri görünce ne halde olursanız olun size Allah’ı hatırlatır görünüşü ile. Peygamberimiz Muhammed Mustafa s.a.v. Gül kokardı.

İşte bu gibi haller, Batın’ın, zahirde görünmesidir.

Koku her ne kadar Zahir gibi görünsede Batındır, koku’nun nedeni manevidir. İnsan kendi kokusunu alamaz, alsa duramazdı, aklını oynatırdı.

Haram yiyen, yalan söyleyen, hak yiyen, hırsızlık yapan, zina yapan, kötü düşünen, içki içen, kumar oynayan, insanlarda bu kötü kokular duyulur. Bu tarz insanların giyimleri bile çok çabuk eskir!

Ama bu kokuyu alacak burun, görecek göz bizlerde var mı?dır. Bilinmez!

Peygamberimiz bu husus üzerine ”Güzel kokular sürünün” demiştir.

Bir ayıbı kimsenin yüzüne vurmamak için, yine biz aciz İnsanlara bir ders vermiştir. Ayıpları örtünüz! Settar isminin zahire bürünmüş hali olunuz.

Hayy görevini yapmıştı, sıra Kayyum’a geçti. Kayyum küçücük filizleri yeşertti ve boy verdi.

Güneş gerekli olan ısıyı sağladı, Rüzgar ılık ve sakin esti, Toprak köklerini kavradı küçük filizin,

Yağmur usulca yağdı, Solucanlar kökleri dibinde ki toprağı karıştırıp nefes aldırdı. Ve yaşamı devam ettirildi Mısır bitkisinin.

Gizli bir hazine idim. Bilinmeyi istedim. (Hadisi Kutsi)

İşte Hak böyledir.

Ve gün geldi küçük bir Mısır tanesinden Kocaman bir Mısır bitkisi oldu ve Allah’ın Kayyum sırrını yaşadı. Hayatı devam ettirildi.

Kâinatı halkettim. Allah amacını bildirmiş bizlere.

İnsanların hayatı’da bu küçük mısır tanesi gibidir! Bunu görebilmek gerek.

”Gerçekten Biz, insanı kuru bir çamurdan, biçimlendirilmiş bir balçıktan yarattık.” (Hicr – 26)

Bu Ayet de büyük sırlar vardır, sırların bir çoğu yukarıda ki küçük Mısır tanesinin hayatın da gizlidir. Anayı düşün!

”Bunun için, Ben onu muntazam bir insan kıvamına getirip içine ruhumdan üflediğim zaman, derhal onun için secdeye kapanın!” (Hicr-29)

İşte İnsan da olan en büyük sırlardan bir tanesi, emanetin Sırrı…İnsan diyoruz. Bu Ayette de Allah’ın sırları gizlidir. Emanet olanı bilin!

Önünde secde edilen, ”Ahsen-i takvim” yaratılmış bir varlıktan söz ediyoruz.

Ne ararsan ara önce kendinde ara.

Dünya bir mekandır!

İnsan Dünya Mekanında bir mekandır!

Vücut Mabeddir!

Kalp bu mabedin en kıymetli odasıdır!

Bunların Aslı La Mekandır!

Bunları Hakk’ı ile düşün, ölç biç, çok kıymetli Sırlara varacaksın.

Sır’larınızı Kuran-ı Kerim’den öğrenin.

Biz bunları gönlünde Allah aşkı olan dostlara söylüyoruz, İnanmayana, ben bilirim, ben mürşidim diyenlere lafımız yoktur.

Bu aciz Kul’un niyeti sadece Göremediğinizi gözleriniz önünde olduğunu anlatmaktır.

Kuran-ı Kerim’de her şeyi Allah açıklamıştır. Biz Ayetlerimizi yine bu kitapta kendimiz açıklarız diyor.

Okutup gösterene şükürler olsun.

Ya Hayy ya Allah, Ya Kayyum ya Allah.

Deli’dir konuşur, Veli sanma. Laf olanlara aldanıp, söz sanıp kanma!

Hatem-i Veli

]]>
https://www.sonveli.com/2016/07/15/ya-hayy/feed/ 0
Resûl – Nebî https://www.sonveli.com/2016/06/13/resul-nebi/ https://www.sonveli.com/2016/06/13/resul-nebi/#respond Mon, 13 Jun 2016 14:25:49 +0000 http://www.sonveli.com/?p=59 IMG_3399

ALLAH, kelâmında:

“O halde beni anınız, ben de sizi anarım. Bana şükredin de nankörlük etmeyin.” Bakara Suresi 152. Ayet

“Fezkiruni ezkirküm”. Beni anınız, ben de sizi anarım!..

Burada teker teker her bir kula hitap vardır.

“Beni Anarsanız ben de sizi anarım!..”

Buradan İnsanın Serbest bırakıldığı anlamı çıkar.

Allah’ın kapısı kilitli değildir hiç bir Kula.

Yani “sizi anarım” var ya,

“O zaman içeri girebilirsiniz!” demek…

Allah’ın kapısından içeri girmek için Resule uymak gerekir… Nebîye değil!..

Resule uymak gerekir dedik, bu ne demektir?

 

Resullük: Ademiyettir. Ki bu ”Kuran-ı Kerim”dir. Bu tebliğin şahsına yüklendiği demektir.

Nebilik : İnsaniyattır, ki bu ”Resulün Sünneti” ve ”Resulün Kişiliğidir”

Nebiler Yüzlerini, Gökyüzüne dönüp vahiy alırlardı

Hz. İsa, Mübarek ellerini göğe kaldırıp Vahiy alırdı

Hz. Musa, Turda ve Ateşe bakarak alırdı Vahyi.

Hz. Resulullah ise, Yer ve Mekân tanımaksızın, Mübarek Kalplerini Allah’a çevirip her yerde Vahiy alırdı.

(Burada Örtünme (Es-Settâr) esması da Settâr’dır. Bir vakit onu da anlatırız inşAllah.)

1 – Dağa vahyettim BEN

2 – Ağaca vahyettim Ben

3 – Arıya vahyettim Ben

4 – Meryem’e vahyettim Ben

5 – Resûlü Ekrem’e vahyettim Ben

6 – Nebîlere vahyettik BiZ.

Ayetlerde, Ben ve Biz kelamları vardır, Ben ne demektir? Biz ne demektir?

Ben = Allah’ın bizzat şahsiyetidir.

Biz = Allah’ın; Sıfatları, kudretleri, Hak üzerinde Allah’ın Esmaları ile tecelli ve yansımalarıdır.

Kitap gönderilen Peygambere Resul denir.

Nebi, kendinden önce gelen Resulün dinini tebliğ eden Peygamberdir.

Yeni din getirmeyip, önceki dine davet eden peygamberlere Nebi denir.

Nebî: Söyler. İrşad eder. Harb etmez.

Resûl: Harbeder, beddua etmez…

Oksijen olmayan yerde ses ve koku yoktur.

Renk ve koku fanidir, ömürleri vardır. Madde değildirler, maddede görünmeye başlar.

Sesler, kelâmın duyuluşudur. Kelâm kadîmdir. Yani evveli âhiri yoktur. Ezelden vardır.

O hâlde bâkidir. Fâni değildir.

Kelâmın sudur yeri aynıdır:

Musa’ya “İbranice”,

İsa’ya “Süryanice”,

Resûl’e “Arapça” ya çevrilerek gelirdi.

Orjinal olan ise Allah’ça dır.

Bunu her kul bilir lakin her kul idrak edemez.

Ahad olan Allah anlayanlardan eylesin inşAllah.

Hatem-i Veli

]]>
https://www.sonveli.com/2016/06/13/resul-nebi/feed/ 0