Yalnız Sen’den isteriz!

Allah’ın, Resulünün ve Âşık kullarının selam ve bereketi üzerinize olsun ey kardeşlerim.

Hamdolsun âlemlerin Rabbi olan Allah’a.

Âlemlerin Rabbi olan Allah’a hamdolsun.

Salat-ı selam olsun âlemler güneşi Muhammed Mustafa sav. in, feyizlere açık ruhuna, selam olsun tertemiz Ehli Beyt’e, Selam olsun ümmetine, Selam olsun Hızır a.s. , Evliyalarına, Veli kullarına.

Enaniyet ve Benlikten Allah’a sığınırım.

———————————————————————————————

“İyyake na’budu ve iyyake neste’in”

Ben bu ayeti bilirim, 5 vakit Namaz da 40 kez söylerim. Ve ne diyor bakın; Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz. Allah’tan başka kimseden bir şey istemeyin.

Yöneltilen Soru: Peki burada Senden isteriz’in, hangi mana da kullanıldığını açıklar mısın?

———————————————————————————————

Bismillahirrahmanirrahim.

Bir ayet ile sözümüze başlayalım;

‘’Oysa sizin mevlanız Allah’tır ve O, yardımcıların en hayırlısıdır.’’ (Al-i İmran 150. Ayet)

Yine Kuran-ı Kerim (Allah’ın kelamı) ve yine ayetin, ayetle açıklanması. Ayetleri biz bu kitapta (Kuran-ı kerim) kendimiz açıklarız.

‘’Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.’’

Bu ayet, yüce Allah’ın her kelamı gibi, içinde pek çok sırlar barındıran bir ayettir.

Sadece içinden bir cümleyi alıp (Senden İsteriz) incelemek, ne manaya geldiğini irdelemek çok yanlış olacaktır. Haşa Allah’ın etmiş olduğu bir kelamı bozup parçalamaktır. Bunun yerine Ayet’in tamamını değerlendirmek daha doğru olacaktır. Asıl doğru olan ise Sure’nin tamamının incelenmesidir.

Bu Ayeti; tek bir mana çerçevesinde düşünmek ve yorumlamak hataların ve körü körüne bağlanmanın dışına çıkamaz. Bu olayda Fatiha suresinin tamamını düşünmek yatar, Fatiha suresini gerçek mana’da açabilen bir kimse, Kuran-ı kerimi baştan sona okumuş ve anlamış gibi olur. Allah’ın Kuran-ı kerimde yazdığı gibi; Ayetleri biz bu kitapta kendimiz açıklarız der.

Bu önemli bilgileri verdikten sonra Kuran Ayetleri ve bilinen gerçekler ışığında Kuran-ı kerim’den örnekler vererek bazı açılımları yapalım.

Bu Ayet’te yatan ilk sır, Allah’ın muradıdır. Yani Kader ve kaza tecelli etmeden önce; Allah’ın ‘’ Kalem-i Ala’’ ile ‘’Levhi Mahfuz’’ üzerine nakış ettiği yazılışla başlamıştır. Bu yazılış nedir? Örnek olarak, Allah’ın: Ağaç, taş, insan, hayvan, bitkiler yaratacağım bunların farklı farklı özellikleri olacak bunlar bir birleri ile hem direk hem de dolaylı yollardan bir birine bağlı olacak, demesidir. Burada da büyük bir Sır vardır görüp bilene. Bunu Allah istemeden bilemeyiz.

Bu yaratılanların Allah’a yaratılışı gereği Kulluk etmeleri yatar.

Bu Ayette; Tevekkül gizlidir, Sünnetullah gizlidir, Zikrullah gizlidir, tesbihat gizlidir, söz ve yemin gizlidir, tevazu gizlidir, İbadet gizlidir, Aciz olduğunu bilmek gizlidir, Kulluk gizlidir ve daha niceleri.

‘’ Ben cinleri ve insanları ancak bana ibadet etsinler diye yarattım.’’ (Zariyat, 56. Ayet)

*** Önce Kul olduğumuzun farkına varmak! Sonra Allah’tan istemek! Burası aklınızın bir köşesin de dursun.

Allah; Âdem’i yarattı ve yanında Huzur bulsun diye Havva’yı yarattı. Her ikisi de Firdevs Cennetinde huzurlu bir şekilde yaşarken, İblis’e uyup Yasak olan meyveden Önce Havva anamız, sonra Âdem babamız yemiştir. Bunun sonucu olarak ikisi de Cennet’ten çıkarılmış ve ayrı ayrı yerlerde Dünya’ya indirilmiştir. Hz. Âdem ve Hz. Havva; Allah’a yönelip çok uzun yıllar ağlayıp yalvarırlar, dua ve tövbe ederler. Sonunda duaları ve tövbeleri kabul olunup affedildiler. Ve bir araya getirilirler. Hac ilk kez burada İnsana farz olmuştur.

‘’Sonra Rabbi onu seçkin kıldı; tevbesini kabul etti ve doğru yola yöneltti’’ (Ta’ha, 122 Ayet) ‘’

Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.’’ Ayetinde ki kulluk ve istemenin ilk manası buradadır. Bizzat Allah’a sığınıp tövbe etmek, O’ndan kendimiz için af ve iyilik dilemek)

•‘’Sizi bir tek nefisten yaratan, onunla sükûnet bulsun diye eşini de ondan yaratan Allah’tır. O, eşini kucaklayıp sarılınca eşi hafif bir yük yüklendi (hâmile kaldı). Bir müddet böyle geçti, derken yükü ağırlaştı. O vakit ikisi birden Rableri olan Allah’a şöyle dua ettiler:

«Eğer bize salih bir evlat verirsen, biz muhakkak şükredenlerden olacağız.»  (Araf, 189 Ayet)

Bu Ayette de başka bir sığınma ve isteme saklıdır, Allah’tan kendilerine Hayırlı olacak bir şeyi dileyip istiyorlar. Bugün günümüzde de pek çoğumuz bunu yaparız. Allah’ım bana hayırlı bir Eş, İş nasip eyle.

Allah’ın izni ile devam edelim;

•Bir sır daha açalım; bu Ayet-i kerime’de Allah’ın ‘’Halilim’’ (Dostum) diye sevdiği Hz.İbrahim de vardır. Nasıl mı? Hz. İbrahim’in Allah ve Tevhidi arayışı Kuran-ı Kerim’de şöyle geçer.

‘’vaktâki ay doğmak üzere iken gördü «bu imiş rabbim» dedi, derken batınca «kasem ederim ki, dedi, rabbim beni hidayetine mazhar etmese idi muhakkak şu şaşkın kavimden olacakmışım’’ (En’Am, 77. Ayet)

Bura da Allah’a bir teslimiyet bir istek vardır, Allah yolunda hidayete ermek, Allah’ı bilmek istedi ve şüphesiz Allah kendisini bildirmiştir. Allah’a sığındı, Allah’tan istedi ve Allah yardım edip yol gösterdi.

•Hz. İbrahim üzerine biraz daha devam edelim, Hz. İbrahim’in putları kırdığını hepimiz biliyoruz. İbrahim peygamberin Mancınıkla ateşe atıldığı noktada, Allah’ın emri ile gelen Cebrail’e

– Aradan çekil ya Cebrail, Allah’la arama girme.

Deyişi de farklı bir istemeye işarettir. Kul sadece Allah’ı istedi. Bana bir tek O yardım eder dedi. Ben O’nunla görüşeyim, O neye razı ise bende ona razıyım dedi.

•Bu ayette; Musa Peygamber de aklımıza gelir. Ve kavmi ile zalim firavun’un önünden kaçması, kızıl denize dayanması da aklımıza gelir. Bir Ayet ile devam edelim.

’’Hemen korku içinde çevreyi gözetleyerek şehirden çıktı ve: «Ey Rabbim, kurtar beni bu zalim kavimden!» dedi.’’ (Kasas, 21. Ayet)

Yine Hz. Musa’nın, zalimler karşısında Rabbinden yardım istemesi karşımıza çıkıyor. Bizlerde bir kötülüğe, şiddete uğrayınca Allah’a sığınıp, O’ndan yardım dilemez miyiz? Yere düşsek bile ‘’Allah’’ deriz.

•Devam edelim Hz. Musa’nın Deniz kıyısına gelince;

‘’(Musa): Hayır! asla! Rabbim muhakkak benimledir, bana yolunu gösterecektir. dedi.’’ (Şuara 62)

Görüldüğü gibi burada da bir teslimiyet ve Allah’tan yardım isteme karşımıza çıkıyor. Ve şüphesiz Allah yine kendine Kulluk edip O’na sığınanın yanında olmuştur. Koca deniz ikiye ayrılmıştır.

•Hz. Musa’nın kavmi ile uzun yolculuğu esnasında Kavmi Aç ve susuz kalmıştır, bunun üzerine Hz. Musa’ya Allah’tan yardım istemesini söylediler. Ve Allah’tan yardım isteyen Hz.Musa ya;

‘’Ve sizi bulutla gölgeledik, size Kudret Helvası ve bıldırcın gönderdik ve “Verdiğimiz güzel nimetlerden yeyiniz” (dedik)’’ (Bakara, 57. Ayet)

(Hakkınız olan Nimetler ’den yiyiniz, bu Ayet te Kul hakkı saklıdır)

Yine burada Allah’a sığınıp, Ondan rızk istemenin ve Allah’ın kullarına nasıl yardım ettiğini görüyoruz. Rızk için bile Allah biz kullara garanti vermiştir. Bu konuda Kuran’da geçer.

Rızk Allah’a aittir, herkesin Rızkı günlük önüne gelir.

Bu Ayette ki kulluk ve istemeler birçok Peygamber’in hayatında apaçık gözümüzün önündedir.

Hz. Nuh’un; Sağ salim karaya ulaşabilmesi isteği.

Hz. Eyüp’ün; Off demeden, dertlerine derman istemesi. Ve bunun sonucunda Allah katından şifalı bir Su gönderilmesi.

Gene Allah’tan sağlığı için yardım istiyor ve yardım anında geliyor. Bakın burada şükür ‘de gizlidir.

•Uhud savaşında düşman Silah ve Sayı bakımından Müslümanlardan kat ve kat fazlaydı:

‘’Allah size verdiği sözü yerine getirdi. Hani size sevdiğinizi (zaferi) gösterdikten sonra bozuluncaya, savaş konusunda görüş ayrılığına düşünceye ve itaatsizlik edinceye kadar müşrikleri kırıp geçiriyordunuz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz de ahreti istiyordu. Sonra sizi deneyden geçirmek için onların başından savdı. Ama yine de sizi affetti. Allah müminlere karşı gerçekten lütuf sahibidir.’’

(Al-i İmran, 152 Ayet)

Şüphesiz bakın burada da bir isteme vardır, Nedir? Ey Allah’ım biz Müslümanlara, senin yolunda savaşanlara, zaferi, galibiyeti nasip eyle demek, Allah’a sığınıp, yardım istemek vardır. Ve bunun sonucunda bizim sevdiğimiz, istediğimiz zaferin bizlere verilmesi vardır.

+ Bu ayette de çok şey gizlidir. Görebilene Büyük Cihad hakkında da sırlar verir. Nefs ile mücadele (Onu terbiye etme uğraşı) ederseniz galip gelenler mutlaka siz olacaksınız, tüm kötülükler, kötü huylar önünüzde diz çökecek. Lakin siz bunları göremeyip bozulursanız şüphesiz sınavı da geçemezsiniz der. Ama burada da Allah’ın çok affedici olduğuna da vurgu yapar. Ve tövbe kapısını gösterir.

Görebilen Kul nerede!

Ayet ve Peygamberlerimizin hayatlarından kesitlerle ‘’Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.’’ Ayetini Kuran-ı kerim ışığında örneklendirdik ve hangi manalara geldiğinin bazılarını yine Allah’ın Kuran-ı kerimde açıkladığı şekilde gösterdik.

İnanın bunlar daha Derya’da, Damla. Yukarıda yazılan ve yazılmayan her istemenin de kendi için de Sırları vardır. Lakin dediğim gibi hepsini açıklamaya ve anlatmaya kalksak ne zaman nede madde yeter.

•Birçoğunuzun aklına şöyle bir soru gelmiş olabilir. İyi kardeşim güzel örnekler açıklamalar ama bu istemeleri hep Peygamberler yapmış ve Allah bunun için direk yardım etmiş. Biz aciz kullar istersek te Allah yardım eder mi?

Peygamberler seçilmiş insanlardır doğrudur. Görevleri biz İnsanları Allah yolunda doğruya yöneltmektir. Bunun içindir ki; Biz Müslümanlar Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa sav. in, Söz, Hareket, Hal, vb. Her türlü özelliğini örnek alır, Kuran-ı kerim rehberliğinde o’na göre yaşarız.

Velhasıl istemeye gelince.

*** Burada en baştaki aklınızın bir köşesinde dursun dediğim sözü hatırlayın.

‘’Yalnız sana kulluk eder ve yalnız senden yardım dileriz.’’

Biz önce Kul olmayı layıkıyla başaralım da, sonra isteyin bakalım Allah veriyor mu? Vermiyor mu? İstediklerinizi. Kul olabilmek bile Allah’ın elindedir, o istemeli ki biz Kul olalım. Kulluk etmesek bile Allah bize istediklerimizi verir, burada imtihan gizlidir.

Bu Ayet’te İstemek vardır, istemek Duadır, Dua ibadettir. İbadet Kulluk etmektir, iman edip Allah’a sığınmaktır. Yalnız Allah’tan istemek sevaptır o zaman. Şunu da söyleyeyim Hakk’ı ile Kul olabilen bir İnsan kendisi için istemekten de geçer bunu da bilin. Ne Dünya malı, Ne Cennet, Ne Cehennem… O kulluk peşindedir.

Bir Veli’nin dediği gibi; Bizim Duamız bize fayda etmez, ancak başkasına yarar.

Çünkü biz Nefsimiz için değil Allah için dua ederiz.

Allah insanı; “Muhakkak biz insanı ahsen-i takvîmde yarattık.” (Tin, 4. Ayet)

İnsan yaratılışı gereği Mükemmel yaratılmıştır, Allah insanı yaratırken, kendisine en iyi şekilde kulluk edebileceği oluşta yaratmıştır. Bakın Kul olmayı bile bize en rahat şekle sokmuştur Allah. Biz hala nasıl İyi bir Kul olabiliriz diye düşünmekteyiz, Sünnetler önünde, Kuran-ı kerim’de önünde, Ayetleri de Allah açıklamış. Bize sadece bunları görüp, bilip uygulamak kalıyor.

İnsanın bu yaratılışı içinde büyük sırlar vardır. Bizzat Allah’tan bir şeyi nasıl isteyeceğimizin de Sırrı vardır. Ama bunu biz sözde kullar bilir miyiz? Bilmem!

Bilmek için Okuyanlardan değil de, okunanlardan olmak gerek.

Soruyu Yönelten Kardeşimize İthafen;

Hocam Allah razı olsun, 2 gündür hastayım yataktan çıkamadım doğru düzgün ibadet bile edemedim, sorduğun şu soruyu gördüm; Allah’tan; Kalkıp sana cevap yazabilmek için yardım istedim. Şükürler olsun o gücü verdi. Namaz kıldırdı, Kuran-ı Kerim okuttu, Kendini Zikrettirdi.

İşte Allah bazen böyle istettirir Kullarına, sadece kendisi için değil, Bir kardeşi için, Annesi babası için, hiç tanımadığı insanlar için bir vesile koyar da, o kuluna kendinden istettirir ve istediğini verir. Kul görebilir mi? Bilmem!

Biz Allah’tan isteyelim, O istediğimizi vermek için Dağları, taşları, bitkileri, hayvanları, insanları ve daha nice yaratılanı yardıma gönderir de biz bunun farkına varır mıyız? Bilmem!

Her şeyden önce ‘’İsteyene değil, Kendinden İstetenene bakalım’’ , ‘’Allah istemeden, Kul isteyemez’’

Ya Hayy Ya Allah, Ya Kayyum Ya Allah… Tevekkül Allah. La İlahe İllallah…

Hatem-i Veli

Yorum Bırakın

Your email address will not be published. Required fields are marked *